İnsan hayatının en büyük mutluluklarından biri, sevdiklerimizle bir araya gelmek ve paylaşmaktır. Ancak bazıları için bu, sadece bir hayal olarak kalabilir. Türkiye’de yaşayan 69 yaşındaki Hasan Yılmaz, annesiyle olan ilişkisini 55 yıldır yitirmiş biri olarak, bu durumu en iyi şekilde ifade ediyor. 1968 yılından beri kayıp olan annesini bulmak için yaptığı çabalar, yalnızca bir özlem değil, aynı zamanda onurlu bir mücadele ve sevgi öyküsünü de gözler önüne seriyor. “Dünya gözüyle bir kez görmek istiyorum” diyen Hasan, annesini bulmak için çıktığı yolculukta karşılaştığı zorlukları ve umut dolu anlarını paylaşıyor.
Hasan Yılmaz, 1954 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Çocukluğu, ailesinin maddi zorlukları nedeniyle zorlu geçti. 1968 yılında, henüz 14 yaşındayken annesinin kaybolması, onun hayatında bambaşka bir sayfa açtı. Annesinin kaybolmasının ardından, ailesi Yılmaz’ın içinde bulunduğu bu travmayı aşmanın yollarını ararken, Hasan büyük bir boşluk hissetmeye başladı. Özellikle gençlik döneminin en kritik aşamalarında, annesiz büyümenin getirdiği zorluklarla başa çıkmaya çalıştı. Okul hayatından sosyal ilişkilerine kadar her alanda eksiklikler hissetti. “O anı hiç unutmadım. Bir anne, çocuk için her şeyden önemlidir,” diyor Hasan.
Hasan, geçen yıllar içinde annesini bulma umudunu asla yitirmedi. Zaman zaman kaybolan kişilerin bulunmasına yardımcı olabilecek derneklerle iletişim kurdu, sosyal medya üzerinden annesine ulaşmayı denedi ancak her seferinde hayal kırıklığı ile karşılaştı. Çeşitli platformlarda kendini anlatarak birçok insana ulaştı. “Bir gün, onun da beni bir yerlerde aradığını düşünüyorum. İki tarafın da yüreği bir bütün,” diyor Hasan. Annesinin başka bir şehirde, belki de ülke dışında yaşadığı ihtimaline bile kendini hazırladı.
56 yıllık süre içerisinde değişen koşullar ve kütüphanelerde, arşivlerde yaşadığı deneyimlerin yanı sıra, o dönemde yaşanan sosyal ve kültürel olaylar da Hasan’ın arayışını etkiledi. Türkiye'nin siyasi tarihine bağlı olarak, göç hareketleri ve aile yapısındaki değişimler, birçok ailenin parçalanmasına neden oldu. Hasan, annesini bulma çabasını sadece kendi mücadelesi olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olarak değerlendiriyor. “Kaybolmuş aileler meselesine ışık tutmak istiyorum,” diye belirtiyor.
Hasan’ın hikayesi sadece bir kayıp arayışı değil, özlem ve umut dolu bir yaşam öyküsü. Her ne kadar ‘bir gün bulacağım’ inancıyla dolu olsa da, her geçen yıl, annesine dair ipuçları arama çabası onu daha da güçlü kıldı. Yaşadığı deneyimler, diğer kayıp ailelerin hikayelerini de duyma fırsatı yaratırken, kendisi gibi düşünen insanların bir araya gelmesine de zemin hazırladı.
Hayatındaki kaybı telafi etmenin, acısını dindirmesinin bir yolu olarak, Hasan Yılmaz, yeni nesillere annelik ve aile kavramının önemini anlatmaya devam ediyor. “Bugün anneler günü kutlanıyor, benim içinse her çıkardığı gün annem var. Onu anmanın en güzel yolu, başkalarına sevdiklerimizin değerini anlatmaktır,” diyor. İleriye dönük, yetkililer ve ilgili derneklerle ortak projeler geliştirmek niyetinde.
Hasan’ın hikayesi, yalnızca bir arayışın ötesinde, kaybedilenlerin her zaman hatırlanması gerektiğini vurgulayan özverili bir yaşam mücadelesini temsil ediyor. Toplumun bir parçası olan her bireyin, diğer bireylerin yaşadığı kayıplara saygı duyması ve empati göstermesi gerektiğini hatırlatıyor. Annesini bulma umudu, farklı hayatlar yaşayan birçok kişi için de bir umut ışığı oluşturuyor. Hasan’ın hikayesinin sonu, belki de başka bir kayıma çözüm veya merkeze alınabilir hikayelere kapı açacaktır.
Sözlerini toparlarken, “Umudum hiç bitmedi. Annen suçlu değil, o da benim gibi hayat mücadelesi veriyor olabilir,” diyen Hasan, bizlere sevgi dolu bir mesaj vermeyi başarıyor. “Hayat, karşılıklı sevgi üzerine inşa edilen bir yapı. Herkes kendi hikayesini yazar; benimkisi de annemin peşinden yıllardır koşmaya devam etme hikayesi.” On binlerce insanın kayıplarına dikkat çekmek ve dayanışma içinde birleşmek, Hasan’ın hayat hikayesinin en önemli derslerinden biri. Yaşadığı sürecin ve umut dolu mesajların, sonuçta kaybolmuş birçok kişinin yeniden umutla var olmasına katkı sağlaması umudunu taşıyor.