Geçtiğimiz günlerde İstanbul'un Bakırköy ilçesinde yaşanan küçük bir deprem, bölgedeki metruk bir binanın kısmen çökmesine yol açarak, çevre sakinlerinde büyük bir panik yarattı. Depremin 3.2 büyüklüğünde olduğu açıklanırken, olayın meydana geldiği bölgede yaşayanlar için yeni bir tehlikenin sinyali verildi. Ekiplerin anında olay yerine intikal etmesiyle durum kontrol altına alındı. Ancak, bu olay, İstanbul’da eski ve bakımsız yapıların ne kadar tehlikeli olabileceğini tekrar gözler önüne serdi.
Bakırköy'deki metruk bina, uzun yıllardır kullanılmayan ve göz ardı edilen yapılar arasında yer alıyordu. Sahipleri tarafından terk edilmiş olan bu bina, zaman içinde doğal olaylara maruz kalmış; çatlaklar ve yapısal sorunlar baş göstermişti. Bölgedeki bazı sakinler, yapının çürümekte olduğunu bilse de, yetkililere duyuruda bulunmaktan çekinmişti. Geçtiğimiz günlerde yaşanan depremin ardından bina, çökme riski taşıdığı açık bir şekilde ortaya çıktı. Depremin üzerinden yalnızca birkaç dakika geçmişken, bina önünde birikmiş olan kalabalık, çökme sesini duyduğunda büyük bir korku ile kaçıştı. Maalesef, bu tür durumlar, İstanbul gibi büyük şehirlerde sıklıkla karşılaşılan ciddi bir sorunu temsil ediyor: Metruk yapılar ve güvenlik önlemlerinin yetersizliği.
Olay sonrası, bölgeye gelen itfaiye ve AFAD ekipleri, çökme ihtimali olan yapıların denetimini gerçekleştirmek amacıyla acil bir çalışma başlattı. Metruk binaların durumunun tespit edilmesi ve buna uygun güvenlik tedbirlerinin alınabilmesi amacıyla, özel ekipler oluşturuldu. Bakırköy Belediyesi yetkilileri, bu tür yapıların acil bir şekilde yıkılması gerektiğini vurguladı ve vatandaşların bu tip binalardan uzak durması gerektiğini ifade etti. Belediye, bu olaydan sonra metruk binaların tespitine yönelik bir anket çalışması başlatmayı ve hızlı bir şekilde yıkımlar gerçekleştirmeyi planlıyor. Ayrıca, vatandaşların bu tür yapılar hakkında şikâyetlerini güvenli bir şekilde iletebilecekleri bir iletişim hattı kuracaklarını duyurdu.
İstanbul’un çeşitli bölgelerinde, geçmişten gelen birçok metruk bina bulunduğunu ve bu yapılar ile ilgili gerekli önlemlerin alınmadıkça daha büyük felaketlerle karşılaşma riskinin yüksek olduğunu belirtmek önemlidir. Şehirdeki bu tür yapıların dikkatli bir şekilde haritalanması ve süreklilik arz eden denetimlerin yapılması gerektiği konusunda birçok uzmandan görüşler gelmektedir. Metruk binalara karşı yapılan bu önleyici girişimler, diğer şehirlerin de örnek alabileceği bir model sunmaktadır. Deprem riski altında olan bir bölgede yaşayan insanlar için, güvenli mekanların sağlanması hayati bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Bakırköy’de yaşanan bu olay, metruk yapılarla ilgili sorunları bir kez daha gündeme getirmiştir.
Sonuç olarak, Bakırköy’de meydana gelen metruk binanın çökmesi, hem bölge halkı için hem de yetkililer için büyük bir uyarı niteliği taşımaktadır. Şehirlerdeki metruk yapıların kontrolü ve denetimi, toplumsal güvenlik için acil gereklilikler arasında yer almaktadır. Bu tür olayları önlemek amacıyla, yetkililerin alacağı tedbirler ve toplumun bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Dayanaksız ve tehlikeli binaların varlığı, sadece sakinlerini değil, çevredeki yaşamı da tehdit etmektedir. Ümit ediyoruz ki, yaşanan bu olay şehirde daha geniş çaplı reformların başlangıcı olur ve gelecekte benzer felaketlerle karşılaşma riskimiz azalır.