Son günlerde Orta Doğu'da yaşanan çatışmalar, giderek daha acımasız bir boyut kazanırken, saldırıların sivillere yönelik etkileri de derinleşiyor. 7 Ekim'den bu yana devam eden gerginlikler ve çatışmalar, özellikle Gazze'deki hastaneleri tehlikeye atmaya devam ediyor. Son olarak, İsrail Hava Kuvvetleri, Gazze'nin merkezinde bulunan El-Ehli Baptist Hastanesi'ni hedef aldı. 18 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşen bu saldırı, uluslararası alanda büyük bir infial yarattı ve hem sağlık kuruluşlarına yönelik saldırıların yasak olduğu konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
İsrail hükümeti, El-Ehli Baptist Hastanesi'ni hedef almasının gerekçelerini açıklamakla birlikte, hastanenin Hamas'a ait olan militanların saklandığı bir merkez olduğuna dair iddialarda bulundu. Ancak bu açıklama, hastanede yatan binlerce sivilin hayatını tehlikeye atarak uluslararası toplumdan gelen tepkileri azaltmadı. Birçok insan hakları örgütü, hastanelerin ve diğer sağlık hizmeti sunan tesislerin savaşta korunması gereken yerler olduğunu vurgularken, bu tür saldırıların savaş suçu olarak nitelendirilebileceğini belirtti.
Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi, on yıllardır bölgedeki sağlık hizmetleri için kritik bir nokta olmuştur. Saldırı esnasında hastanede bulunan yüzlerce hasta ve sağlık çalışanı, büyük bir kaos içinde canlarını kurtarmaya çalıştılar. Bu saldırı sonrası hastanede ciddi hasar meydana geldi ve birçok hasta, ağır yaralı durumdaydı. Bölgedeki sağlık altyapısının zaten kırılgan durumda olduğu göz önüne alındığında, bu saldırı, sağlık hizmetlerinin sunumunu daha da zorlaştırdı.
Uluslararası toplum, bu tür saldırılara karşı sessiz kalmadı. Birleşmiş Milletler, saldırının derhal kınanması yönünde çağrı yaparken, birçok ülke de İsrail'in bu saldırılarını eleştirdi. Sağlık kuruluşlarının savaş alanında korunmasının gerekliliği üzerine yapılan tartışmalar, bu saldırının ardından yeniden gündeme geldi. Birçok insan hakları savunucusu, El-Ehli Baptist Hastanesi'ne yönelik saldırının, geniş bir savaş stratejisinin parçası olarak görülebileceğini belirtti.
Bu saldırının ardından, Gazze'deki insani durumun daha da kötüleşeceği öngörülüyor. Kalabalık hastaneler, saldırıların ardından zaten yetersiz kalan kaynaklarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Hem sağlık hizmetleri hem de gıda, su gibi temel ihtiyaçların temininde zorluklar yaşanıyor.
Sonuç olarak, El-Ehli Baptist Hastanesi'ne düzenlenen saldırı, sadece bir sağlık ilkesine değil, aynı zamanda uluslararası hukuka ve insanlığa karşı işlenen bir suç niteliğinde. Saldırıda hayatını kaybedenler ve yaralananlarla birlikte, sivil kayıpların artması, savaşın izlerini her geçen gün daha da derinleştiriyor. Huzur ve barış arayışında olan dünya halkları, bir an önce çatışmaların sona ermesini ve bu tür trajedilerin bir daha yaşanmamasını umuyor.