Bir minibüs kazası, yolcularıyla birlikte büyük bir tehlikeyi atlattı. Olay, geçtiğimiz günlerde İstanbul’un yoğun trafiğinde meydana geldi. Minibüs, aniden yol kenarındaki bir bankete çarparak savrulurken, yolcular paniğe kapıldı. Kaza sonrası yaşananlar ise hem şaşkınlık hem de derin bir nefes alma fırsatı sundu. Kazada bulunan yolcular, mucizevi şekilde kurtulduklarını ifade ederken, hayatlarında unutamayacakları bir deneyim yaşadıklarını anlatıyorlar.
Kaza, İstanbul’un Yoğurtçu Parkı yakınlarında gerçekleştiği sırada, iki araç arasında sıkışan minibüs, kontrolünü kaybederek yan yola savrulmuştu. Kazanın ardından olay yerine itfaiye ve ambulans ekipleri hızla intikal etti. Ambulanslarla bölgedeki hastanelere sevk edilen yaralılar arasında ciddi bir durum yaşanmadığı tespit edildi. Bu da, yolcuların yaşadığı şokun yanı sıra, uzmanlar tarafından hem bir tedbir hem de daha dikkatli olunması gereken bir durum olarak değerlendirildi.
Gözlemciler, kaza anında minibüsün hızının makul seviyede olduğunu belirtiyor. Ancak yolculardan bazılarının, kaza sırasında emniyet kemerlerini takmadıkları için ciddi yaralanmalar yaşamadıkları belirtiliyor. Bu, emniyet kemerinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. SBB Çocuk Trauma Uzmanı Dr. Elif Yılmaz, “Kaza sırasında emniyet kemeri takmamak, çarpmanın etkilerini çok daha tehlikeli hale getirebilir. Bu olayda yolcuların çoğu şans eseri hafif yaralarla kurtuldular.” dedi.
Kazada bulunan yolcular, yaşananları anlatırken büyük bir ani terörle karşı karşıya kaldıklarını dile getiriyor. 32 yaşındaki Ayşe, kaza sırasında şunları söyledi: “Bir anda minibüs savrulmaya başladı. Herkes çığlık atıyordu. İçerideki çoğu kişi emniyet kemerini takmamıştı. Ben de takmamıştım ama yanımdaki biri bana tutunmamı söyledi ve bu beni korudu. Kendimizi sanki bir rüzgârda savrulmuş gibi hissettik.”
Minibüs kazası sonrası bir başka yolcu, 45 yaşındaki Mehmet de, kazadan sonra kendini nasıl hissettiğini şu sözlerle ifade etti: “Hala aklımda, her şey çok hızlı oldu. Bir anda yastık gibi bir şeyle bağlantım koptu ve kaybolmuş hissettim. İnsanın hayatının ne kadar kıymetli olduğunu anladım.” dedi.
Uzmanlar, kazanın ardından yapılan araştırmaların, benzer olayların önlenmesi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Ulaşım Güvenliği Uzmanı Ahmet Kılıç, “Bu tür kazalar, sadece sürücülerin değil, bütün yolcuların dikkatli olmasını gerektiriyor. Toplu taşıma araçlarının hem teknik donanımının hem de sürücülerin eğitim düzeyinin artırılması şart." açıklamasında bulundu.
Her ne kadar kazadan kurtulmuş olsalar da yolcular, bu deneyimin getirdiği psikolojik etkileri de yaşamaya devam ediyor. Birçok yolcu, kazanın ardından toplu taşımadan korkar hale geldi. Peki, bir kaza sonrası psikolojik destek almalı mı? Psikolog Zeynep Kara, bu konuda şöyle bir açıklama yaptı: “Kaza, travmatik bir deneyim olduğunda, bireyin ruhunda iz bırakabilir. Bu yüzden, bireylerin bu olaydan sonra profesyonel bir destek almaları önemlidir.”
Kaza sonrası minibüsün sürücüsü de büyük bir psikolojik yük altında kaldı. Sadece yolcuları değil, kendisini de korumak için çaba gösterdiğini söyleyen sürücü Ali, bu durumun hayatının en zor anlarından biri olduğunu aktardı. “Bir anlık dalgınlıkla bu kaza oldu. Herkes için zor bir durumdu. Kendime güvenim sarsıldı.” dedi.
Olayın ardından araç şirketi, sürücüsünden yana desteklerini sürdüreceğini belirtirken, yolcuların da sağlık kontrolünden geçirileceğini duyurdu. Kazanın tüm duyuruları da sosyal medya üzerinden hızlı bir şekilde yayıldı ve olayın büyüklüğü kısa sürede halkın dikkatini çekmeyi başardı.
Sonuç olarak, minibüs kazası, hem hayatta kalan yolcular hem de sürücü için unutulmaz bir deneyim olmaktan öte, toplu taşımadaki güvenlik standartlarının önemini vurgulayan bir durum olarak kayıtlara geçti. Kazanın ardından alınacak olan önlemler ve eğitimlerin artırılması, benzer olayların yaşanmaması açısından kritik bir rol oynamalıdır.